1944 yılında Sovyet rejimi tarafından gerçekleştirilen büyük insanlık suçu olan Kırım Tatar Sürgünü’nün 81. yıl dönümünde, Ankara Ulus Meydanı’nda düzenlenen törende acılar tazelenirken, Rusya’nın günümüzdeki işgalci politikalarına da sert tepkiler verildi. Etkinlikte, hem tarihsel hafıza diri tutuldu hem de Ukrayna’nın bağımsızlık mücadelesine destek vurgusu ön plandaydı.
Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin öncülüğünde düzenlenen törende, Türkiye, Ukrayna ve Kırım bayrakları birlikte dalgalandı. Katılımcılar, “Millet, Vatan, Kırım” ve “Sürgünü Unutmadık” yazılı dövizler taşıdı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Ukrayna ve Kırım milli marşları okundu. Sürgünde hayatını kaybeden on binlerce insan için dualar edildi.
Dernek Genel Başkanı Mükremin Şahin, törende yaptığı konuşmada, Kırım Tatar halkının 1944’te Stalin tarafından Orta Asya’ya sürgün edilerek toplu bir soykırıma maruz bırakıldığını ifade etti. Şahin, “23 yıllık Ukrayna yönetimi döneminde Kırım Tatarları yeniden varlık kazanmaya başladı. Ancak 2014’te Rusya’nın gerçekleştirdiği yasadışı ilhakla tüm kazanımlarımız gasp edildi. Rusya, Kırım’da hukuku, özgürlüğü ve insan haklarını tamamen yok saymaktadır” dedi.
18 Mayıs 1944’te başlatılan sürgünde, yaklaşık 250 bin Kırım Tatarı hayvan vagonlarına doldurularak Orta Asya’ya gönderildi. Açlık, hastalık ve ağır iklim koşulları yüzünden binlerce insan daha yolda hayatını kaybetti. Bu trajedi, Sovyet rejiminin etnik temizlik politikalarının en karanlık örneklerinden biri olarak kayda geçti.
Bugün ise Kırım Tatarları, 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı işgalinden bu yana tekrar ağır baskı altındadır. Kırım’daki birçok Tatar aktivist keyfi şekilde tutuklanmakta, sivil toplum kuruluşları kapatılmakta, ifade özgürlüğü ortadan kaldırılmaktadır. Rus işgaline karşı çıkan Kırım Tatar Milli Meclisi yasaklanmış, birçok lider ya sürgüne gönderilmiş ya da hapse atılmıştır.
Ankara’daki anma töreninde, Ukrayna’nın bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne tam destek mesajı verildi. Katılımcılar, hem Rusya’nın yayılmacı politikalarını kınadı hem de uluslararası toplumu Kırım’daki hak ihlallerine karşı daha duyarlı olmaya çağırdı.
Kırım Tatarlarının mücadelesi, sadece kendi kimliklerini ve topraklarını koruma çabası değil, aynı zamanda Ukrayna halkının özgürlük ve egemenlik iradesine duyulan ortak inancın da sembolüdür. Bu tarihsel direniş, Rusya’nın emperyal heveslerine karşı insanlık onurunun sarsılmaz duruşunu temsil etmektedir.